PANDEMİ SÜRECİNDE FİZYOTERAPİNİN ÖNEMİ ARTIYOR

Pandemi Sürecinde Fizyoterapinin Önemi Dahada Arttı

Koronavirüs geçiren bireylerde, nörolojik tutulumlar olabilirken yorgunluk, kas ve eklem ağrıları gibi daha hafif semptomlarda görülebiliyor.

Bu semptomlar, hasta iyileştikten sonra da kişinin yaşamını olumsuz yönde etkiliyor.  Özellikle akciğer tutulumu, hastaların çabuk yorulması ve solunum kapasitesinde azalmaya yol açıyor. Hastaların mümkün olan en erken dönemde fizik tedavi görmesi gerekiyor. Bu durum göz önüne alındığında üniversitelerin fizyoterapi ve rehabilitasyon bölümü mezunlarının iş sıkıntısı çekmeyeceği öngörülüyor.

Koronavirüs geçiren bireylerde, nörolojik tutulumlar olabilirken yorgunluk, kas ve eklem ağrıları gibi daha hafif semptomlarda görülebiliyor. Bu semptomlar, hasta iyileştikten sonra da kişinin yaşamını olumsuz yönde etkiliyor. Özellikle akciğer tutulumu, hastaların çabuk yorulması ve solunum kapasitesinde azalmaya yol açıyor. Hastaların mümkün olan en erken dönemde fizik tedavi görmesi gerekiyor. Bu durum göz önüne alındığında üniversitelerin fizyoterapi ve rehabilitasyon bölümü mezunlarının iş sıkıntısı çekmeyeceği öngörülüyor.

Çağın getirdiği yeni hastalıklar ve tıbbi olanakların artmasıyla insan ömrünün uzaması sonucu, fizyoterapistlerin büyük rol oynadığı yaşam kalitesine verilen önem her geçen gün artıyor.

Konuyla ilgili açıklamada bulunan İstanbul Rumeli Üniversitesi Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Bölümü Dr.Öğr.Üyesi Özden Baskan, “Hizmet sunumu ve istihdam açısından Türkiye’de çok sayıda fizyoterapi ve rehabilitasyon mezununa ihtiyaç var.” dedi.

Fizyoterapistlerin, hem sağlıklı bireyler için koruyucu fizyoterapi, hem de hastalarda hareket ve fiziksel fonksiyon bozukluklarının ortadan kaldırılması veya iyileştirilmesi amacıyla fizyoterapi programlarını belirlenmesi, planlanması ve uygulaması noktasında görev yaptığını kaydeden Baskan, ayrıca koronavirüs sonrası hastaların fizik tedavi görmesi göz önünde tutulursa fizyoterapiste çok ihtiyaç olduğunun ortaya çıkacağını vurguladı. Bölüm Başkanı Özden Baskan, “Dört yıllık üniversite eğitimi, bilimsel formasyonunu çağdaş düşünce ve yaklaşımlarla şekillendirebilen fizyoterapistler yetiştirilmesinde çok etkilidir. Dünyada ve ülkemizde toplumların bugün ve gelecekteki olası ihtiyaçları, fizyoterapistlik mesleğinin gelişimini kaçınılmaz kılmaktadır. Önemli bir nokta da fizyoterapistlerin ülkemizde ve dünyada iş bulabilme sorunu olmayışıdır. Günümüzde sağlığa ve kaliteli yaşama verilen önemin artması ile Fizyoterapi ve Rehabilitasyon bölümünden mezun olan öğrencilerin çalışma alanları da oldukça genişledi. Bu bölümden mezun olan öğrenciler, Ortopedik Rehabilitasyon, Nörolojik Rehabilitasyon, Nöroşirurjik Rehabilitasyon, Kardiyopulmoner Rehabilitasyon, Pediatrik Rehabilitasyon, El cerrahisi, Kadın ve Erkek sağlığı, Sporcu sağlığı gibi alanlarda çalışma fırsatı yakalayabilirler’’ şeklinde konuştu. Devlet, özel veya üniversite hastanelerinde, tıp merkezlerinde, rehabilitasyon merkezlerinde, spor kulüplerinde, sağlıklı hayat merkezlerinde özel kliniklerde, huzurevlerinde, termal otellerde, birinci basamak sağlık hizmetlerinde, kadın sağlığı ve halk sağlığı gibi alanlarda Türkiye’de fizyoterapistlerin geniş kariyer olanaklarına sahip olduğunu belirten İstanbul Rumeli Üniversitesi Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Bölümü Dr.Öğr.Üyesi Özden Baskan,’’ Mezuniyet sonrası akademik kariyer yapmak isteyen öğrenciler yüksek lisans ve doktora yapabilirler. Üniversitemizde, Fizyoterapi ve Rehabilitasyon lisans programında öğrencilere mesleki bilgi ve beceriyi kazandırmaya yönelik olarak sistematik bir eğitim veriyoruz. Elektroterapi ve terapatik egzersiz laboratuvarları ile öğrencilerimiz uzman akademisyenler tarafından eğitim görüyorlar. Üniversitemizin bünyesinde bulunan Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Araştırma Merkezi içerisinde uygulamaları inceleyerek deneyim kazanan geleceğin fizyoterapistlerini yetiştirmekten gurur duyuyoruz’’ dedi.

KAYNAK kutahyaninsesi.Com